Ne zaman geçer diye sordu kadın. Adam bitmiş s*gara izmar*tini yere atıp bir yenisini yaktı ve tekrar yürümeye başladılar. Nefes almadığında geçecek. Derin bir uykuya daldığında unutacaksın ama kolay yolu arıyorsun çabuk pes ediyorsun dedi adam, yutkunarak konuşmasından üzgün olduğu anlaşılıyordu. S*gara dan derin bir nefes daha aldı, unutmak mı istiyorsun? İlk önce onu affetmelisin. Bir de böyle dene diyerek sözlerine devam eden adam kadının ağladığın farkında değildi. Gözlerini silerek neler yaşadığımı görmüyor musun? Hıçkırmaktan konuşamayacak duruma geldiğinde ondan nefret ediyorum benden böyle bir şeyi nasıl istersin diye bağırdı.. Yoldan gelip geçen yabancı gözlerin neler olup bittiğini anlamak için kadına dikkatle bakıncaya kadar kadın ses tonunun ne kadar yüksek olduğunun farkında bile değildi ..Bana döner misin dedi adam, kadın birden irkildi ve adam cebindeki mendili çıkartıp kadının gözyaşlarını sildi. İçindeki ürpertinin yerini huzur kaplar gibi oldu, bunlar hayal miydi bu yaşananlar da rüya değil mi ? Beynim şuanda bana oyun oynuyor diye düşünürken adam konuşmaya devam ediyordu. Kadın sadece onu dinliyormuş gibi yapmaktan yine kendini alı koyamıyordu. Yorulduğunun tükendiğinin kendi bile farkında değilken adam onu yalnız bırakmıyordu acaba diyerek yine sustu. Düşüncelerde boğulan kadın artık birine tam anlamıyla güvenip huzur istiyordu. Sadece dinlenmek istiyordu. Nefreti ortadan kaldırmak için onu affet diyorum sana. Nefret etmek bir insanı sevmenin en acımasız halidir. Çaresiz kalırsın. İçinde ona hissettiklerin sevgi değildir artık. Seni anlıyorum ama dene lütfen dedi adam. Çünkü o senin baban dedi.
‘’Ve kadın bir anda yere yığıldı bir gerçeği öğrenmenin ağırlığı miydi onu yere yıkan yoksa bu zamana kadar yaşamış olduğu yalan hayati miydi?
Anlamsızca bağırmaya başladı kadın. Anlamsızdı çünkü anlaşılmayacak kadar derin bir cümle duymuştu.
“Çünkü o senin baban”
Ne yapacağını bilemez halde şaşkınlıkla etrafa bakıyordu. Gördüğü bütün evler gördüğü bütün ağaçlar sanki üstüne üstüne geliyordu. Etraf aydınlanıp gidiyordu ama onun gördüğü koca bir karanlıktı..
Boğazı düğüm düğüm ayakları titrek elleri soğuk ayağa kalkmaya çalıştı.
Sonrası koca bir boşluk.’’